Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik’in konuk konuşmacı olarak katıldığı Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (ESİAD) 33. Yüksek İstişare Konseyi Toplantısında iş dünyası temsilcileri seçim değil, Türkiye’yi orta gelir tuzağından çıkaracak kapsayıcı büyüme ve reformların hayata geçirilmesini beklediklerini ifade ettiler. SwissOtel Büyük Efes’te ESİAD üyelerinin büyük ilgi gösterdiği toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atilla, MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural ile birlikte çok sayıda siyasetçi ve iş insanı katıldı.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik’in İzmir’i demokrasi ve özgürlükler şehri olarak nitelediği toplantının açılışında konuşan ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ali Kasalı, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik koşulları değerlendirdi.
Kasalı’dan birliktelik vurgusu
Türkiye, ekonomik faaliyetleri daha istikrarlı bir ortamda sürdürmek ve dünyadan daha fazla yatırım çekmek istiyor ise bunu demokratik ilkelere bağlı bir şekilde hukukun üstünlüğünü sağlayarak; insan ve mülkiyet haklarına saygı duyarak; rekabet ettiğimiz ülkelerin önüne geçecek bir ortam yaratarak gerçekleştirebileceğine işaret etti. Türkiye’nin bu zor koşulların altından kalkacağına inançlarının tam olduğuna işaret eden Kasalı, “Ancak bunun olmazsa olmaz koşulu ulusal birliktelik ve bütünlüktür. Bunun sağlandığını söyleyebilir miyiz; maalesef buna olumlu cevap vermekte güçlük çekiyoruz. İktidarı ve muhalefetiyle fikirler ayrı olsa bile bütün toplumu aynı amaç doğrultusunda bir araya getirecek bir üslubu benimsemelerini talep ediyoruz” dedi.
Kasalı, konuşmasında ayrıca: “Sürekli uzatılan bir olağanüstü hal ortamının tek başına, güvenlik sorunlarının aşılabilmesini sağlayamayacağı gibi başta yabancı yatırımcı olmak üzere ekonomimize olan güveni de etkilediğini düşünüyoruz. Bu nedenle, OHAL’i sonlandırarak, reform gündemine dönmeli ve yeni kurgulayacağımız hikayemizi diplomatik bir üslupla dış dünyaya aktarmalıyız” dedi.
Sürdürülebilir büyüme için üretkenlik temelli yapısal reformlar
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri ise konuşmasında ekonomik verileri değerlendirerek, “Sürdürülebilir bir büyümeyi ancak 2002-2008 döneminde başardığımız şekilde, üretkenlik temelli yapısal reformlar ile sağlayabiliriz. Yenilikçi, sorgulayan ve çağın gereksinimleri ile donatılmış yüksek değer taşıyan fikri üretim yapabilecek bireylere ve bu bireyleri yetiştirebilecek bir eğitim reformuna ihtiyacımız var. Kamu-özel işbirliğiyle geliştirilecek temel bir eğitim stratejisinde, insanı odağına alan, bireyin performansını ve yaşam kalitesini artıran Toplum 5.0 yaklaşımının benimsenmesini gerekiyor” dedi.
Çağdaş eğitim ve bağımsız kurumların sağlıklı işleyişigelişmişlik için önemli
En önemli gelişmişlik kriterinin çağdaş eğitim ve kurumların demokratik işleyişi olduğunu ifade eden Sivri: “Bir toplumun gelişmesi için özgür ve bilimsel fikri üretimin, yaratıcı düşüncenin ne kadar önemli olduğunun farkındayız” dedi. Ekonomik güven ve siyasi istikrar ortamının, ekonomik göstergelerin iyileşmesi ile birlikte bağımsız kurumların sağlıklı işleyişinin sağlanmasıyla mümkün olacağına değinen Sivri, Türkiye’nin hedeflerine ancak ve ancak çoğulculuğundan aldığı güç ile farklı fikirlerin karşılıklı özgürce ifade edilebildiği bir ortamda ulaşabileceğini ifade etti.
Son 10 yılda İzmir’in milli gelirden aldığı payın sabit kaldığını kaydeden Sivri, 2017’de Türkiye’nin sanayi üretiminin yaklaşık yüzde 10’unun İzmir’de gerçekleştiğini söyledi. Sivri konuşmasında, şehrin yatırımlardan daha fazla pay alması, üretim ve ihracatta bir sıçrama yapması için teknolojik dönüşüme ve sektörlerin çeşitlendirilmesine ihtiyaç duyulduğuna değinerek, “Finansal kuruluş ve borsaların, biyoteknoloji ve genetik gibi sağlık endüstrilerini hızlandıracak araştırma kurumlarının İzmir’de kurulmasını arzu ediyoruz.” dedi.
İzmir, Cumhuriyetin simge kenti
İzmir’e gelmekten keyif aldığını belirterek konuşmasına başlayan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, “Anadolu’nun en ücra köşelerinde bile söylenen İzmir Marşı sadece bu kentin değil, o duyguları taşıyan herkesin marşı. Çünkü İzmir Cumhuriyetin simge kentidir. Hayata İzmirli olarak bakan herkes İzmirlidir. Hayata Atatürk’ün penceresinden bakan herkes İzmirlidir” dedi.
Seçim ile uğraşacak zaman yok
Sunum eşliğinde konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Türk toplumunun seçim yorgunu olduğunu, seçim ile uğraşacak zamanı olmadığına işaret ederek, reformlar gerçekleştirilmediği takdirde başta enflasyon ve cari açık olmak üzere ekonomik sorunların çözülemeyeceğini söyledi. Türkiye’de reform, rekabet gücü ve verimliliğin artmasının en önemli konular olduğunu vurgulayan Bilecik, “ Artık reform ve enflasyon ile uğraşılması gerekiyor. Seçim ve siyaset tartışmaları ülkeye yapılan haksızlıktır. İç ve dış ilişkilerde kutuplaştıran söylemler bırakılmalı. Uzlaşma dilini yakalamamız gerekiyor. Uzlaşma yenilgi değildir. Anlaşıncaya kadar konuşmaya devam etmeliyiz. Çorbaya ne doğrarsanız kaşığınızda o çıkar. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı ülkede yatırım ve girişim özgürlüğü olamaz” dedi.
Bilecik, Freedom House’un raporunda Türkiye’nin ilk defa ‘özgür olmayan ülkeler’ statüsünde yer aldığını belirterek, “Laik olmayan bir ülke demokrat olamaz. Çünkü demokrasinin ilk şartı fikir ve vicdan hürriyetidir. Kısık sesle konuşulmayan bir özgürlük ortamına, uzlaşmacılığın ve birlikte yaşama kültürünün özümsendiği bir Türkiye’ye ihtiyacımız var” dedi.
Sanayinin dijital dönüşümü
Türkiye’nin yeni ekonomik kalkınma hikayesinin sanayinin dijital dönüşümü üzerinden yazılacağına dikkat çeken Bilecik, bunun hayal eden, özgürce düşünen ve sorgulayan gençlerin yetişmesini sağlayacak eğitim reformunun hayata geçmesi ile sağlanacağını anlattı. Bilecik, Türkiye’nin yapması gerekenleri de 9 maddede özetleyerek şunları söyledi: “Reformist ekonomi politikalarını hayata geçmeli. Özerk güçlü kurumlar oluşturulmalı. Çağdaş eğitim sistemi güçlendirilmeli. Kadın erkek eşitliği sağlanmalı. İyi yönetilen bir dış politika oluşturulmalı. Güvenilir yargı sistemi hayata geçirilmeli. Güçlü hukuk devleti oluşturulmalı. Özgürlük ortamı sağlanmalı. Kutuplaşmadan, birlikte yaşayan insanların yer aldığı bir toplum olmamız gerekiyor” diye konuştu.