TÜRKONFED tarafından hazırlanan “Türkiye’nin İkilemi; Orta Gelir ve Orta Demokrasi Tuzakları” Politika Notu, BASİFED ev sahipliğinde İzmir’de düzenlenen toplantı ile sunuldu. Demokrasi ve ekonomi ilişkisine vurgu yapan Politika Notu’nda gelişmiş bir ekonomi için gelişmiş bir demokrasinin şart olduğu vurgusu yapıldı.
29 Mayıs 2018 / İzmir-Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), üye federasyonlarından Batı Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (BASİFED) ev sahipliğinde 28 Mayıs 2018 tarihinde İzmir Karaca Otel’de düzenlenen toplantıda “demokratikleşme ve kalkınma” ilişkisine vurgu yaptığı Politika Notu’nu açıkladı.
TÜRKONFED Başkan Yardımcısı Mehmet Salih Özen, TÜRKONFED Önceki Dönem Başkan Yardımcısı-BASİFED Danışma Kurulu Üyesi Şükrü Ünlütürk, BASİFED Başkanı Seda Kaya Ösen, BASİFED yönetim kurulu üyeleri Aydın Buğra İlter (EGİAD Başkanı), Fadil Sivri (ESİAD Başkanı), Huriye Serter (İZİKAD Başkanı), Nilhan Antitoros (EGİKAD Başkanı) Mustafa Akkalay (EGOD Başkanı) Betül Elmasoğlu, Halil Nadas ile BASİFED üyesi iş insanlarının da katıldığı “Türkiye’nin İkilemi: Orta Gelir ve Orta Demokrasi Tuzakları”Politika Notu’nun sunumu TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İstanbul Tahkim Derneği (İSTA) Başkanı Avukat Mehmet Güntarafından gerçekleştirildi.
Toplantının açılışında konuşan BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya Ösen, Politika Notu’nun kamuoyundaki siyasi reformlarla ilgili tartışmalara katkıda bulunacağını, yeni bir seçime gidilen bu günlerde ülke olarak hem ekonomik hem siyasi durum tespiti yapmak açısından aydınlatıcı olacağını belirtti.
“Ekonomik kalkınma için demokratik ve hukuki zemini güçlendirmeliyiz”
Günümüzde, ekonomik kalkınma ve demokratikleşmenin birbirinden bağımsız iki olgu olmadığını, tam aksine birbiri tamamlayan ve destekleyen iki faktör olduğunu söyleyen Ösen, “AB’yevüyelik için 2 ana kriterden biri olan Kopenhag Kriterleri; demokratikleşme, hukukun üstünlüğü ve azınlık hakları gibi hususları detaylandırırken, MaastrichtKriterleri ise, bütçeaçığı ve enflasyon oranını gözönüne almaktadır. AB üyesi olmak isteyen ülkeler; bir kriterde ne kadar başarılı olursa olsun,diğer kriteri sağlamadan AB üyesi olamamaktadır. İşte bu sebeple, hedefimizin Batı medeniyetleri olduğunugözönüne alırsak, her iki alanda da kendimizideğerlendirmemiz gerekmektedir” dedi.
OHAL’in kalkmadığı bir Türkiye’nin ekonomik yapısını düzeltmesinin mümkün olmadığını ifade eden Ösen, “Ekonomiyi rayına oturtmak, büyümeyi sürekli kılmak ve nitelikli ekonomik kalkınma istiyorsak, ülkemizin demokratik ve hukuki zeminini güçlendirmemiz şarttır” diye konuştu.
“Güçlü bir ekonomi için güçlü demokrasi şart”
BASİFED Başkanı Ösen’den sonra kürsüye gelen “Türkiye’nin Orta Demokrasi Sorunları ve Çözüm Yolu: Yargı, Hesapverirlik ve Temsilde Adalet” kitabınında yazarı TÜRKONFED Başkan Yardımcısı Avukat Mehmet Gün de güçlü bir ekonomi için güçlü bir demokrasinin şart olduğunu dile getirdi. Sürdürülebilir büyüme ve sağlıklı bir ekonomik kalkınma için hesapverilebilirliğin ve hukukun üstünlüğünün gerekliliğine vurgu yapan Gün, hukuki ve demokratik yapının güçlendirilmediği bir ülkede toplumsal refah ve sürdürülebilir ekonomik yapının oluşmasının neredeyse imkânsız olduğunu söyledi.
Türkiye’nin ekonomik büyüme ve sürdürülebilir GSYH artışı sağlayarak Orta Gelir Tuzağı’ndan kurtulabilmesinin Orta Demokrasi Tuzağı’ndan çıkmasına bağlı olduğunu dile getiren Gün, yapılması gerekenleri de şöyle aktardı: “Yargı’yı tam bağımsız, hesapverir, etkin ve verimli hizmet verir hale getirmek. Hukukun üstünlüğünü ve hesapverirliği kamuya hâkim kılmak. Siyasi partiler ile meslek kuruluşları içi seçimler de dahil, seçimlerde temsilde adaleti sağlamak gerekli ve yeterlidir.”
Gün, “Çoğulculuk, güçler ayrılığı, hukuka uygun devlet yönetimi ve en önemlisi hesapverilebilirlik; güçlü bir ekonomi, sürdürülebilir ve nitelikli kalkınma, toplumsal barış ve refah için olmazsa olmaz kurallardır. Türkiye’nin şu anki olumsuz ekonomik ve siyasi görüntüsünden çıkabilmesinin yolu, demokratik kurumların güçlendirilmesinden geçer. Bu politika notu, bahsettiğimiz bu kritik alanlarda süren tartışmalara ışık tutmak ve bu yönde bir çıkış arayan kesimlerle hareket birliği sağlamak amacı güdüyor. Umuyorum ki bu politika notu bu amaca doğrudan katkı koyacaktır” diye konuştu.