ESİAD Başkanı Karabağlı: “Tarımda gerçekçi tahminlere dayalı bir planlama yapılması son derece önemli”

Tarım Yazarı Yıldırım: “Bazı ülkeler tek ürünle bile çok ciddi zenginlik yaratırken biz ilk 5’e giren onlarca ürünle gerilerde kalıyoruz”

Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD) Gıda ve Tarım Yuvarlak Masası tarafından düzenlenen “Pandeminin Tarım Üzerindeki Etkileri, Türkiye İçin Tehditler ve Fırsatlar” konulu toplantı, Dünya Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın katılımıyla dernek merkezinde gerçekleştirildi.

ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı, Covid-19 pandemisinin ağır etkilerinin yaşanmaya devam ettiği süreçte gıda ve tarım ürünlerinin insan yaşamındaki öneminin yakından hissedildiğini vurguladı. Dünyayı bekleyen esas tehlikenin iklim değişikliği olduğuna da dikkat çeken Karabağlı, “Bütün bunları dikkate aldığımızda, tarımda gerçekçi tahminlere dayalı bir planlama yapılması son derece önemli. Ülkemizde tarımsal verimliliğin artırılması, dayanıklı tarım uygulamaları ve hassas tarım teknolojilerine yönelik politika üretilmesi amacıyla ciddi çalışmaların yapılmasına ihtiyaç var” dedi.

İş dünyasının tarım reçetesi

BM’nin sürdürülebilir Kalkınma İçin 2030 Gündemi hedefleri bakımından da sürdürülebilir tarımın desteklenmesinin özel öneme sahip olduğunu hatırlatan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Karabağlı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kapsamda, ülkemizde de gıda çeşitliliğinin yerli üretimle sağlanması, tarımsal verimliliğin artırılması, dayanıklı tarım uygulamaları konusundaki ilerlemelerin sürdürülmesi, fiyat dalgalanmalarının en aza indirilerek kontrol altında tutulması, kırsal yoksulluğun azaltılması, hassas tarım teknolojilerinin yaygınlaştırılması, genetik çeşitliliğin korunması amaçlanmaktadır. Tarımsal üretimde tohum alanında biyolojik çeşitliliğimizin korunması ve sürdürülebilir hale getirilmesi ise stratejik bir konudur.”

Mustafa Karabağlı, önümüzdeki döneme ilişkin olarak ülkemizde gelişme sağlanması gereken konuları; tarımsal üretim artış hızının nüfus artış hızını karşılayacak düzeye getirilmesi, yeterli beslenme için gereken gıda çeşitliliğinin yerli üretimle sağlanması, iklim değişikliğiyle artış gösteren afetlere yönelik çözümlerin üretilmesi, iyi tarım uygulamalarının artırılması ile gen kaynaklarının korunması başlıklarında topladı. ESİAD Başkanı Karabağlı, “Küresel iklim değişikliği ve yaşadığımız pandemi gibi olası krizlerin etkilerini engelleyecek veya azaltacak şekilde tarımsal politikalarımıza yön verecek bir planlama yapılmasını, gelecek nesillerimiz için hepimizin sorumluluğu olarak görüyoruz” diye konuştu.

ESİAD Yönetim Kurulu Üyesi, Gıda ve Tarım Yuvarlak Masası Başkanı Murat Akkanlar da, tarım ve gıda sektörünün pandemi ile iklim kriziyle birlikte hiç olmadığı kadar öne çıktığını hatırlattı.

Desteklerin hedefe ulaşması şart

Dünya Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, Türkiye’de yakın geçmişte “patates mi üreteceğiz, otomobil mi?” söylemiyle tarımın ikinci plana atıldığını hatırlatırken, “Tarım ve sanayi birbirine engel gibi gösterildi ama bugün geldiğimiz noktada Rusya bize hem buğday hem de S-400 satıyor” örneğini verdi. Türkiye’nin tarımda ürün çeşitliliği bakımından dünyada ilk sıralarda yer aldığını, ticaret açısından da lojistik olarak önemli bölgede bulunduğunu söyleyen Yıldırım, “Ancak bunu çok iyi değerlendirdiğimizi söyleyemeyiz. Fındık, incir, kiraz, kuru üzümde dünyada birinci; kavun, pırasa, vişne gibi ürünlerde ikinci sıradayız. Tropikal meyveler bile yetişiyor. Bazı ülkeler tek ürünle bile çok ciddi zenginlik yaratırken biz ilk 5’e giren onlarca ürünle gerilerde kalıyoruz. Hayvancılıkta yanlış politikalar nedeniyle çok ithalat yapıyoruz” dedi.

Tarımda planlamanın şart olduğunu belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tarımda girdi maliyetleri çok yüksek. Ürün fiyatları aynı ölçüde artmadığı, desteklemeler de verimli kullanılmadığı için ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Destekleme çok ama üretim ve verim artışının analizi yapılmıyor. Bu politikayı daha verimli kullanmamız gerekiyor. Tarımsal girdilerin temininde, tarımsal desteklemelerde, tarımda Ar-Ge ve teknoloji kullanımında üretimi ve çiftçiyi destekleyici politikalar uygulanmalı. Üretim ve pazarlama arasındaki kopukluk giderilmeli. Sözleşmeli tarım yasal zemine oturtulmalı. Çiftçi üretim yapıp para kazanabilir olmalı. İçinde bulunduğumuz dönem üreten için fırsat, üretmeyen için tehdit olacak. Üretirsek kıtlık olmaz ama üretmezsek her şey olur.”

Ali Ekber Yıldırım, pandemi döneminde tüketim alışkanlıklarının değiştiğini, eve siparişle birlikte ambalajlı, donuk ve konserve ürünlere talebin arttığını, ev yapımı ürünlerin yeniden keşfedildiğini anlatırken, iklim değişikliğiyle birlikte sel ve hortum gibi felaketlerin etkisiyle ürün fiyatlarında artışlar yaşandığını belirtti.

Tarımda 2022 yılının zor geçeceğini, 11 Kasım’da ilan edilen desteklerin çiftçiye yansımasının ancak 2023 yazında olabileceğini haber veren Yıldırım, “Gıda enflasyonu ilan edilen enflasyonun 10 puan üzerinde seyrediyor. Gübre fiyatları çok arttı. Gübrenin hammaddesi amonyak, amonyağın hammaddesi de doğalgaz. Enerji üretiminde ve sanayide doğalgaz kullanımı çok arttığı için önümüzdeki yıl kuraklık yaşanmasa bile gübre nedeniyle verim kayıpları yaşanabilir” uyarısında bulundu.

ESİAD üyesi iş insanları da toplantıda yaptıkları katkılarla; Türkiye’nin tarım ve gıdada kendi politikalarını geliştirmesi, ölçek ekonomisini dikkate alması, havza bazlı desteklemeden taviz verilmemesi, çiftçiden ihracatçıya kadar sektördeki bütün paydaşların ortaklaşa hareket etmesi, serpme kahvaltı, her şey dahil konaklama gibi pazarlama sistemlerinin revize edilerek üretim ve tüketimde karbon ayak izinin küçültülmesi gerektiğini savundular.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir